MEZOPOTAMYA
Doğu Akdeniz ile Güneydoğu Anadolu arasında köprü olan iki görkemli kent Adana ve Hatay ( Antakya); Çukurova nin bereketli toprakları nda yerleşmiş, ekonomi nin can damarlarını oluşturan şehir ve nehirler...
Makedonyalı Büyük İskender in şöhretli generaller inden Selevkos M.O. 300 yılında mitolojik bir şekilde silpius dağı eteklerinde, Asi nehrinin sol kıyısına bir şehir kurar; şehre babasının ismini verir Antiochia...
Uzakdoğu yu Mezopotamya üzerinden Akdeniz e bağlayan İpek yolu nun son çıkış noktasında yer alan; Hristiyan liga isim babalığı yapan, Dünya'nın ilk mağara kilisesi ni kuran, Hz. Hızır ile Hz. Musa yi buluşturan, Tek tanrı ya inanma çağrısı yapan Habib bin neccar in şehit edildiği, Anavatan a katılan son vatan parçası olan Hatay ; üretkenliği, bereketi, merhameti, yaşamın mutlu ve huzurlu döngüsü nu simgelemektedir...
Hazan, Çan, Ezan ; sahip olduğu binlerce yıl ötesinden kültürel birikimini, yaşam kültürünün bir parçası olarak kanımsanmis yüzyıllarca birbirinin özgürlük alanına girmeden Sema ya özgürce yükselmesini temsil etmişlerdir...
Geçmişten günümüze 43 bin yıllık belgelenmiş insanlık tarihini sergileyen dünyanın ilk Mozaik kapalı alanına sahip olan Hatay arkeoloji müzesi ile Gaziantep Zeugma mozaik müzesi ülkemizin ve dünyanın eşsiz müzeleri arasında ilk sıralarda yer alır.2300 yıl önce Anadolu yu ele geçiren Büyük İskenderin komutanlarından Selevkos Nikator yerleşimini kurmak için bu bereketli toprakları seçmiş Selevkos Euphrates M.O. 64 yılında Roma hakimiyetine geçtiğinde ismi " köprü başı" anlamına gelen Zeugma; Komagene krallığı nin en büyük dört kentinden biri olmuştur.
Günümüzde parlak güneş anlamına gelen Ayıntap (Gaziantep) sınırları içerisinde yer alan Zeugma antik yerleşimi; Dicle ile birlikte uygarlığın beşiği olarak adlandırılan Mezopotamya nin sınırını meydana getiren Fırat nehri ile binlerce yıl boyunca bölgeye bereket getirmiştir. Tarih boyunca Ebla, Akkad, Sümer, Babil, Hitit, Hurri-Mittani, Arami, Asur, Pers, Makedon, Roma, Bizans gibi uygarlıkların egemenlikleri altında kalan şehirler; Gaziantep, Şanlıurfa, Mardin, Batman, Diyarbakır ve Adıyaman 1516 dan sonra Osmanlı topraklarına katılarak günümüzde Güneydoğu Anadolu sınırlarını meydana getirmişlerdir.
Tarihin sıfır noktası olarak öne çıkan yaklaşık 12.000 yıl önce insanlık tarihinin en önemli değişimlerinden biri olan Avcı-Toplayici yaşam tarzından, yerleşik hayata Çiftçi ve Üretici düzene geçişin sergilendiği GOBEKLİTEPE ; Mezopotamya Vadisi'nin bereketli Harran ovası içerisinde yer alan çarpıcı bir arkeolojik kazı alanı na sahiptir...
Peygamber diyarı olarak anılan Şanlıurfa; Hz. Halil İbrahim Makami ve Balıklı göl kutsal alanları ile bir çok peygamberin uğradığı ve iz bıraktığı geçiş güzergahında bulunmaktadır.
" Gündüz u Seyranlik, Gecesi Gerdanlık" MARDİN ; 7000 yıllık geçmişi ile bölgenin en eski mağaralar şehri Dara harabeleri; Süryaniler in en büyük iki manastırı Dayrulzafaran ve Morgabriel; Akkoyunlu hükümdarı Kasım beyin inşa ettirdiği 1500 yıllık Kasimiye Medresesi; Dar sokakları ve abbaralari yanısıra dünya mutfağında yarıştığı Güneydoğu Anadolu yemekleri ile Mardin tabağını ilk sıraya taşımıştır...
Peygamber efendimiz in vefatından 7 yıl sonra, Sultan Alparslan in Anadolu ya girişinden 432 yıl önce, İstanbul un fethinden 814 yıl önce sahabeler tarafından fethedilen; Dünyanın Çin seddin den sonra en uzun ve yüksek surlarına sahip olan DİYARBAKIR;
Üç din e mabedlik yapmış, Hz. Musa döneminde tapınak, Hz. İsa döneminde kilise, Hz. Ömer zamanından günümüze Anadolu da ilk cami olarak gelen ULU CAMI 1379 yıldır ezan sesinin susmadigi dünyanın beşinci Harem i şerif i olarak bilinir...
Diyarbakır Surları,Hevsel bahçeleri ve Dicle nehri üzerindeki on gözlü köprüsü ile dünya Unesco listesinde yer almaktadır.
Doğu Torosların en güney doğu uzantısı ve yükseklikteki, Adıyaman ili sınırları içinde yer alan Komagene krallığı nin kutsal alani olarak bilinen NEMRUT Dağı (2150mt); l. Antiochos un tanrılara ve atalarına minnettarligini göstermek için inşa ettirdiği bir anıt mezar, kırma taşlardan oluşan tümülüs ve etrafını çevreleyen heykel sıralı kutsal alanları göz kamastirmaktadir.
Suriye Sınırından Güneydoğu Toroslarina ( Nemrut dağı) kadar; bereketli ovaları, nehirleri, yüksek sıradağları ve kültür seviyesinin en yüksek medeniyetler ini içinde barındıran bu coğrafya ya adını veren genler topluluğu anlamına gelen Kommegene; iz bırakan bir krallık olmuştur...
Bununla birlikte çağlar öncesinden günümüze köklü medeniyetler beşiği Mezopotamya yolculuğunu anlamlı bir şiir ile noktalayalim...
Yalın şeylerin arkasına gizleniyor um,
Beni bulasın diye.
Beni bulamazssan eşyalarımı bulacaksın.
Kestigim taşları;
Açtığım yolları;
İşlediğim heykelleri bulacaksın;
Ve göreceksin ki,
Binlerce yıl öteden elimin dokunduğu
Şeylere dokunacak sin.
Parmak izlerimiz karışacak birbirine !..